Müslümanlar için manevi anlamda temizlenme ve yenilenme vesilesi olan zaman dilimleri vardır. Bu müstesna zamanlardan biri de Şaban ayının 15. Gecesi olan Beraat gecesidir. Kişinin sorumluluktan/borçtan kurtulması anlamına gelen “beraat” kelimesinin bu mübarek geceye isim olması oldukça manidardır. Şaban ayının on beşinci gecesinde, Allah’ın af ve mağfiretiyle müminlerin günah yükünden, maddi ve manevi sıkıntılarından kurtulacağı ümit edilir. Dolayısıyla bu geceyi diğer gecelerden farklı geçirmek gerekir. Müslüman beraat gecesinde Allah’ın af ve mağfiretini istemeli bu geceyi dualarla, Kurânla, namazla, istiğfarla değerlendirmelidir. Nitekim beraat gecesinin fazileti Allah resulünün (s.a.v.) dilinden bizlere şöyle aktarılmaktadır; “Şâbanın ortasında (beraat gecesinde) gece ibadet ediniz, gündüz oruç tutunuz. Allah o gece güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve fecir doğana kadar, ‘Yok mu benden af isteyen onu affedeyim, yok mu benden rızık isteyen ona rızık vereyim, yok mu bir musibete uğrayan ona âfiyet vereyim, yok mu şöyle, yok mu böyle!’ der”
Böylesine müstesna zamandan gafil kalmak, elbette büyük nasipsizlik olacaktır. O halde Allah’a iman etmiş kimseler olarak bizler bu geceyi bir fırsat bilelim Allah’ın rahmetinden ümidimizi kesmeden ona dua edelim halimizi, derdimizi arz edelim, bağışlanma dileyelim. Bu gecede başta Gazze olmak üzere dünyanın farklı yerlerinde zulüm gören Müslüman kardeşlerimizi de dualarımızda unutmayalım. Bu vesileyle başta ilçemiz halkının, milletimizin ve Âlem-i İslam’ın Beraat gecesini tebrik ediyorum. Aziz milletimizin ve İslam âleminin huzur ve saadete ermesini rabbimden niyaz ediyorum. Rabbim bizleri bu gecede “beraatini” eline alanlardan olmayı nasip eylesin.