10.03.2021

KİLİS İL MÜFTÜSÜ ABDURRAHMAN ŞAHİN HOCAMIZIN MİRAÇ KANDİLİ MESAJI

MİRAÇ KANDİLİ MESAJI

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.

10 Mart 2021 Çarşamba gününü Perşembe’ye bağlayan gece, Peygamberimizin (sas) ihsan ve ikram dolu mucizevi bir yolculukla Cenab-ı Hakk’ın yüksek huzuruna kabul edildiği Miraç gecesini yeniden idrak edeceğiz. Recep ayının 27. gecesinde gerçekleşen İsra ve Miraç; Sevgili Peygamberimizin (sas) önce Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya oradan da Yüce Mevla’nın sonsuz ayet ve kudretini müşahede etmek için semaya kadar uzanan içerisinde pek çok ilahi hikmet ve bereketi barındıran manevi bir yolculuktur. 

Sevgili Peygamberimiz (sas) Miraçtan bize üç büyük hediyeyle dönmüştür. 

Birincisi, günde beş defa Rabbimizle buluşma imkânı veren “müminin miracı” namazdır. Mümin namaz ibadetiyle sadece O’nun huzurunda eğilir, sadece O’na secde eder, sadece O’na ibadet eder ve sadece O’ndan yardım diler. Namazla mümin kişiliğine ve kimliğine kavuşur. Tevhid ve vahdetin müşahhas hâli namaz sayesinde müminler sadece beden ve ruh bütünlüğünü değil, aynı zamanda akıl ve kalp bütünlüğünü, zihin ve gönül birlikteliğini gerçekleştirir.

İkincisi, Bakara Suresinin son ayetleridir ki burada Rabbimiz bizlere yüksek sorumluluklarımızı ve zaaflarımızı birlikte hatırlatmaktadır. Her sorumluluk bir emanettir ve emaneti omuzlarında taşıyan her insan, her türlü kin ve öfkeden, haset ve kıskançlıktan, gurur ve kibirden uzak durarak bütün insanlara hatta bütün mahlûkata karşı merhametli, mütevazı ve alçak gönüllü olmak zorundadır. Zira Peygamber Efendimizin (sas) ifadesiyle tevazu yüceltir, kibir düşürür, gurur aldatır, haset bitirir. Nefsimizin ölümcül zaafları bizi her türlü miraçtan, yüceliş ve yükselişten alıkoyar.

Üçüncüsü ise; tevhid inancına sahip olan herkesin ebedi kurtuluşa ereceği müjdesidir. Tevhid İslâm’ın en temel ilkesi, Kur’an ve Sünnetin ruhu, bütün peygamberlerin gönderilişi gayesidir. Tevhid ilkesinden üç temel esas ortaya çıkar: Selâm, eman ve vahdet yani barış, güven ve birlik. İslâm-selâm ilişkisi, iman-eman ilişkisi ve tevhid-vahdet ilişkisi doğru kurulamadan bir toplumun İslâm toplumu olması mümkün değildir.

Akıp giden zamanın bu önemli duraklarında her zaman ümitvâr olalım! Rabbimize olan imanımızı, Peygamberimize (sas) olan bağlılığımızı, namaza olan muhabbetimizi tazeleyelim! Eşref-i mahlûkat olmanın bilinciyle daha ferasetli bir bakış, daha merhametli bir kalp, daha nezaketli bir dil, daha güzel bir ahlâk, daha huzurlu bir dünya için dualarımızı miraca gönderelim! Burağımız ve refrefimiz sadık iman, salih amel ve güzel ahlak olsun!

Bu duygu ve düşüncelerle, aziz milletimizin, yurt dışındaki millet varlığımızın, âlem-i İslâm’ın Miraç Kandilini tebrik ediyorum. Miraç değerlerinin tüm insanlığın hayrına vesile olmasını yükseliş ve yücelişimizin nefislerimizden başlayarak dalga dalga toplumun her kesimini kuşatmasını, insanlığın ortak huzurunu tehdit eden terör, şiddet, savaş ve düşmanlığın yerini barış ve huzura bırakmasını, içinde bulunduğumuz salgın döneminden bir an önce bu geceler hürmetine aydınlığa kavuşmamızı Cenâb-ı Mevlâ’dan niyaz ediyorum.

                                                                                                                                                                       Abdurrahman ŞAHİN                                                                                                                                                                                          Kilis İl Müftüsü