Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
06 Mart Pazartesi günü her yıl gelişiyle pek çok güzelliğin yaşandığı rahmet, mağfiret ve arınma mevsimi Ramazan-ı Şerifin habercisi olan yeni bir Berat Kandilini daha idrak etmenin huzur ve mutluluğunu yaşayacağız. Hızla akıp giden ömür içerisinde böylesine mübarek bir geceye bir kez daha erişip bizlere güzel bir fırsat bahşettiği için Cenab-ı Hakk’a ne kadar hamd-ü sena etsek, ne kadar şükretsek azdır.
Berat, Yüce Yaradan’ın affına erebilmek için yaratılanı affetme, rahmet ve mağfirete mazhar olma günüdür. Allah’tan af dileyen affedici olmalı, Allah’tan bağışlanma dileyen bağışlayıcı olmalıdır. Bu konuda kendimizi yenilemeli, kendimize, eşimize, çocuklarımıza, komşularımıza, bütün insanlığa ve bütün mahlûkata karşı affedici olmalıyız.
Berat, kırılan kalpleri onarma, dargınlık duvarlarını yıkma; kin, nefret ve intikam duygularını aşma zamanıdır. Berat, tövbe ve dua zamanıdır. Berat Kandilini fırsat bilerek iç dünyamıza doğru bir yolculuk yapalım. Yenilenme ümidiyle hep birlikte tekrar günaha dönmemek üzere tövbe edelim. Ahireti dünyaya tercih eder hale geldiğimiz, en yakınlarımızdan bile sevgi ve merhameti esirgediğimiz; eşimizi ve çocuklarımızı ihmal ettiğimiz; akrabalarımızı, yetimleri, kimsesizleri, ihtiyaç sahiplerini unuttuğumuz günler için, Rabbimizin bize emanet ettiği dünya evini harap ettiğimiz, nefislerimize zulmettiğimiz, zulme uğrayan kardeşlerimize el uzatamadığımız ve gözyaşlarına ortak olamadığımız için tövbe edelim. Sevgili Peygamberimizin (sas) emrettiği üzere bir vücudun uzuvları, bir binanın tuğlaları gibi olamadığımız, kardeşlerimizin halleriyle hallenemediğimiz, dertleriyle dertlenemediğimiz acılarını acılarımız, sevinçlerini sevincimizi bilemediğimiz için tövbe edelim ki, tövbelerimiz beratımız olsun. İstikbalimizi, geleceğimizi ve hayatımızı Allah’ın rızasını kazanmak için yeniden plânlayalım. Umutlarımızı tazeleyerek tekrar yeşertelim. Sadece iyilik ve iyiliği egemen kılmak için çaba sarf edelim. Sevgili Peygamberimiz (sas), bu gecede Allah’a bol bol ibadet edilmesini, gündüzünde ise oruç tutulmasını tavsiye ettiğini ve Yüce Rabbimizin “Bağışlanmak dileyen yok mu, onu bağışlayayım! Rızık isteyen yok mu, ona rızık vereyim! Belâya dûçar olan yok mu, ona afiyet vereyim!” buyurduğunu ve bizlere müjdelediğini unutmayalım.
Zaman, kalbimizin en derin yerinden Rahman’a doğru bir yol açma zamanıdır. Bu gece hep birlikte “Allah’ım kalplerimizi yumuşat ve birbirimizi anlamamız için rahmetini tecelli ettir! Bize huzur ver, ülfet ver! Bizi kan dökücülerden eyleme. Bize merhamet duygusu ver! Bizi birbirimize düşürmek isteyenlere fırsat verme! Farklılıklarımızın fitne olarak kullanılmaması için bize basiret ve feraset ver! Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla! Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin” diye dua edelim.
Yüce Mevla’mız, günah yüklerinden arınmış; suçlarından berat etmiş; hayra anahtar, şerre kilit olmaya azmetmiş; yüreğini imana açmış, ömrünü salih amellere adamış kullar olarak Ramazan’a ulaşmamızı nasip eylesin.
Bu duygu ve düşüncelerle Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Yüce Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Yaralı olarak hasatanelerde tedavi gören kardeşlerimize rabbimden acil şifalar diliyorum.
Rabbim bir daha böyle acılar yaşatmasın. Yüce Mevlam milletimizi ve memleketimizi böyle felaketlerden doğal afetlerden, görünür görünmez musibetlerden bu geceler hürmetine muhafaza eylesin.
Alettin BOZKURT
KİLİS MÜFTÜSÜ